İnsülin, vücudumuzda midenin arka tarafında bulunan bir organ olan pankreasta salgılanan bir hormondur. Kanda bulunan şekerin hücre içine girmesini sağlar. Bu sayede kandaki şeker düzeyi de azalmış olur.
Diyabetli olmayan bir insan da her gıda alımı sonrası pankreas alınan besinlerin enerji haline dönüşmesini sağlamak için insülin üretir. Diyabetlilerde ise, pankreas yeterli miktarda insülini üretmez veya üretilen insülin hücreler (kas, yağ ve karaciğer hücreleri) tarafından kullanılmaz. Bu durumda vücudumuz için hayati öneme sahip olan insülini dışarıdan sağlamamız gerekmektedir.
İnsülin derinin hemen altında ve kasın hemen üstünde yer alan deri altı yağ dokuya enjekte edilir. Vücudunuzun her yerinde cilt altı yağ dokusu olsa da enjeksiyon yaparken damar ve sinirlerin yoğun olduğu yerler tercih edilmez. Bu yüzden önerilen bölgeler karın, kolun ve bacakların üst kısmı ve gluteal (kalça) bölgeleridir.
Karına insülin uygulaması yaparken göbek deliğine 5 cm’den (4 parmak kadar) yakın enjeksiyon yapmamaya dikkat ediniz. Kol ve bacakların iç kısımlarını enjeksiyon için kullanmayınız.
İnsülin enjekte ederken iğne deri altındaki dokuya ulaşacak derinliğe kadar gitmelidir. Dokunun ince olması halinde iğne yanlışlıkla kas dokusuna ulaşabilir. Böylelikle insülin daha hızlı emilir. Kısa uçlu bir iğne kullanılarak veya daha yağlı bir bölgeye enjeksiyon yapılarak bundan kaçınmak mümkündür.
Doğru şekilde saklanması halinde son kullanma tarihine kadar insülin kullanılabilir. Son kullanma tarihi insülin kutusu üzerinde yazılıdır. Son kullanma tarihleri geçmiş olan insülinleri kullanmayınız.
Diyabet hastaları için hazırlanmış bilgilendirme kitapçıklarına buradan ulaşabilirsiniz.