Kilo Yönetiminde İnsülin ve Leptin’in Yeri?

 

Daha önce besinleri bir yolculuğa çıkarmış ve ince barsaklarda kalmıştım. Devam edelim bakalım ne olacak. Besinler ince barsaklara geçtikten sonra sindirilmeye devam ederler. Faydalı kısımları geri emilir ve incebarsak ile karaciğer arasındaki özel dolaşım sistemiyle karaciğere gelir. Arta kalanlar dışkıyla atılmak üzere kalın barsağa geçer ve oradan vücudu terk eder.

Besinler karaciğere gelince burada metabolize olur ve daha küçük parçalara yani glukoza, yağa ve proteine dönüşür ve kan dolaşımına verilir. Sonrasında glukoz hücrelere geçip enerjimizi sağlar. Yağ hücrelerin yapısını oluşturur ve gereğinde enerjiye dönüşmek üzere depo edilir, protein de hücrenin büyümesi ve gelişmesinden sorumludur.

Damar duvarı yağ ve proteinden oluşur. Bu duvar sayesinde yağ ve protein hücrelere kolayca girer, ama glukoz yağın içinden geçemez ve hücrelere girmek için taşıyıcılara ihtiyaç duyar. Bu taşıyıcıları uyaran pankreastan salgılanan insülindir. Normalde makul miktarda salgılanan insülin glukozun hücreye girmesini sağlar. Ama pek çok kişide insülinin bu etkisine karşı direnç vardır ve insülin glukozu hücreye sokamaz. Dolayısıyla kanda dolaşan insülin artar. Yükselen insülin de beyinden salgılanan Leptin hormonunun salgısını bozar ve bu kişinin kilo almasına yol açar.

Leptine gelince. Leptin özellikle karın bölgesinde depolanmış yağ hücrelerinden salgılanır, beyine hipotalamus bölgesine gelir ve orada konuşlanır. Gece uykuda, kişi açken, saat 2.5 ile 5 arasında salgılanır ve karın bölgesindeki yağların erimesini, böylece sabah kalktığımızda kilo vermemizi sağlar.

İnsülin de beyinde Leptin ile aynı bölgeden salgılanır. Normal salgılandıkları zaman birbirlerini olumsuz etkilemezler ama insülin direnci nedeniyle insülin kanda yükselince, Leptin’i etkisizleştirir. Sonuçta insülin direnci varlığında özellikle karın bölgesinde yağ birikir, kolay kilo alırız, zor kilo veririz.

Basit şekerler kana glukozu hem yüksek oranda, hem de hızlı bir şekilde verirler. Kana ne kadar çok ve hızlı bir şekilde glukoz girişi olursa insülin direnci de o kadar çok artar ve bu da kiloyu artırır. Hele özellikle gece yemek yersek bu da ek olarak Leptin salgısını bozar ve kilo alımı katlanarak artar.

Sonuç olarak hormonlar bedenimizi yönetiyor. Kilo almak istemiyorsak, bizim de bu hormonları iyi yönetmemiz lazım. Bunun için de beslenmenizi sağlıklı bir şekilde düzenlemek ve hayatınızdan hareketi eksik etmemek olmazsa olmazımızdır. Bu yolculukta size en uygun kilo yönetim şeklini belirlemek için bir hekime başvurmanızı öneririm.

İLGİLİ VİDEOLAR